Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Kısa süreli bellekte tekrar edilerek ya da anlamlandırılarak (kodlanarak) gönderilenbilgiyi sürekli olarak sakladığımız depo, uzun süreli bellektir. Uzun süreli bellek, nöronlararasındaki bağlantılarda yani sinapslarda yapısal değişme ile ortaya çıkmaktadır.
Uzun süreli belleğin kısa süreli bellekten bir farkı, uzun süreli belleğin kapasitesininsınırsız oluşudur. Uzun süreli bellek gerektiğinde kullanılmaya hazır olarak saklanandüzenlenmiş, organize edilmiş bilgilerin depolandığı bir kütüphaneye benzetilmektedir. Bukütüphanenin bilgiye ulaşmayı, yani hatırlamayı sağlayacak milyonlarca girişe ve bölmelerarasında da geçişleri sağlayacak bir ağa sahip olduğu düşünülmektedir.
Bilginin hatırlanmasının büyük ölçüde, materyalin kodlanarak uygun yereyerleştirilmesine bağlı olduğu sanılmaktadır. Tıpkı kütüphanedeki düzenlemede olduğu gibiuygun kodlu bölmelere yerleştirilmiş kitapları aradığımızda bulmak nasıl çok kolay ise,doğru bir biçimde kodlanmış ve organize edilmiş bilgiyi de uzun süreli bellekten geriyegetirip kullanmak çok kolaydır.
Uzun süreli bellekte bilgi, şema adı verilen yapılar içinde depolanmaktadır. Şemalar,birbirlerine bağlı olan fikirler, ilişkiler ve işlemler setidir. Diğer bir deyişle şema, bir olayı birkavramı ya da beceriyi anlamak için rehber ya da biçimdir. Şema bize kategorinin çevresiniçizer. Kategorinin temel özelliklerini belirler.
Kısaca; şema, bilgiyi organize etmek için kullanılan temel çerçeve yapılardır. Şema,“kavrama sürecinin anahtar birimidir.
”Bu nedenle, bir durumu, bir öyküyü, ders kitabındaki bir konuyu, sınıfta işlenen birdersi anlatmak için uygun şemayı seçmek ve ayrıntıyı bunun içine yerleştirmek gerekir.
Uygun şemayı bulmaksızın herhangi bir şeyi anlamaya çalışmak, tıpkı yeni gittiğimiz birşehirde haritasız yol bulmaya benzer. Bu çok zor ve yavaş işleyen bir süreçtir.
Öğrencinin sahip olduğu şemalar, önceki bilgileriyle yeni gelen bilgilerini ilişkilendirmesini sağlayarak anlamlı öğrenmesine yardım eder. Bu durumda bireyin önce kazandığı şemalarının yapısı ve örgütlenmesi sonraki öğrenmelerini büyük ölçüde etkilemektedir.
Örneğin; “Deniz”i hiç görmemiş bir çocuğun “Deniz”i öğrenmesi, denize ilişkin doğruşema geliştirmesi için film, video, slâyt, poster vb. göstermek, sözel açıklama yapmaktan daha etkili bir öğretme-öğrenme etkinliği olacaktır.
Örneğin; öğrenciler üçgenin alanını hesaplamayı öğreneceklerse, öğretmen daha önceöğrenmiş oldukları kare ve dikdörtgenin alanını nasıl hesapladıklarını hatırlamalarınısağlamalı; önceki bilgileriyle yeni öğrenecekleri bilgi arasında ilişki kurmalarına rehberlik etmelidir.
Öğrenmenin oluşumunu somut bir yapıyla açıklamak için, bilgiyi işleme modelindenhareket etmiştik. Bilgiyi işleme modeline göre, öğrenmenin oluşumunda iki önemli öğe rol oynamaktaydı.
Bu öğelerden biri, bilgi depoları olan üç tür bellek idi. Buraya kadar bu bilgidepolarının özelliklerini ve öğrenmeyi sağlamak için öğretmenlerin almaları gerekenönlemleri inceledik.
İkinci öğe ise, bilgiyi bir bilgi deposundan diğerine, etkili bir biçimde aktarmamızısağlayarak öğrenmenin oluşmasını gerçekleştiren bilişsel süreçlerdir. Burada kısaca inceleyeceğimiz süreçler, duyusal kayıta gelen bilginin kısa sürelibelleğe aktarılmasında etkili olan dikkat ve seçici algı ve kısa süreli belleğe gelen bilgiyiuzun süreli belleğe transfer etmede kullanılan tekrar ve kodlama/anlamlandırma süreçleridir.
1. Dikkat
Öğrenme, dikkat süreciyle başlar. Öğrenmede ilk adım dikkat etmedir. Öğrencinin dikkatini çekmede kullanılabilecek çevresel uyarıcılar şöyle sıralanabilir.
a. Fiziksel uyarıcılar
Slâytlar, teyp kasetleri, yazı tahtasında farklı biçim ve renklerde yazılmış yazılar,öğretmenin jestleri, mimikleri, ses tonundaki alçalma, yükselme, vurgulamalar, şemalar,haritalar, öykü, fıkra, dramatizasyon, oturuş biçimini değiştirme vb. dikkati yönlendirici birerfiziksel uyarıcıdır. 20Ancak, bu uyarıcıların yerinde ve zamanında kullanılması da dikkat çekici olduğu gibi,sürekli ya da uygunsuz olarak kullanılması dikkati dağıtıcı birer etki yaratır.
Öğretmenin mimiklerini etkili olarak kullanması dikkat çekici iken, aşırı derecede veabartılı kullanması dikkat dağıtıcı olabilir.Beyinde en etkili öğrenme orta düzeyde uyarılma sonucunda oluşur. Aşırı uyarılma dayetersiz uyarılma da öğrenmeyi engeller. Örneğin; aşırı gürültü, aşırı renk kargaşası, tahtanıntamamını silmeden boşluklara yazma vb. dikkati dağıtır; dolayısıyla da öğrenmeyi engeller.Sürekli olarak aynı uyarıcıların aynı biçimlerde kullanılması da dikkat çekme özelliğininkaybolmasına neden olur.
b. Aykırı uyarıcılar
Özellikle zıt etki yapan, aykırı gelen uyarıcılar öğrencinin dikkatini harekete geçirir.
Örneğin; İki bardaktan birine su diğerine saf alkol doldurup ikisine birden birer buzparçası atıldığında birindeki buz dibe batacak diğerindeki ise yüzecektir. Öğrenci iki bardaktada su olduğunu düşüneceğinden, buzun birinde neden battığına diğerinde neden yüzdüğüneşaşıracak ve dikkatini konuya yöneltecektir.
c. Duygusal uyarıcılar
Bazı uyarıcılar duygusal tepkiler uyarırlar ve etkinlik düzeyini artırırlar.
Örneğin öğrenciye adıyla hitap etmek onun hemen dikkatinin çekilmesini sağlar. Ayrıca, sevgi,mutluluk, ölüm, nefret gibi duygu yüklü sözcüklerin bulunduğu öğrenme materyali, nötrsözcüklerin bulunduğu materyalden daha dikkat çekicidir.Örneğin; “Ayşe çok sevdiği şehir olan İzmir’e gitti.” cümlesi, “Ayşe İzmir’e gitti.”cümlesinden daha dikkat çekici olabilir.
d. Emir verici uyarıcılar
Bazı durumlarda öğretmenler özellikle öğrencilerin başlangıç öğrenmelerinde neyedikkat edeceklerini vurgulamalı, önemli bilgiyi önemsizden ayırt etmeyi öğrenmesinisağlamalıdır.Örneğin; “şimdi buraya dikkat edin!”, “şimdi herkes resmin sağ tarafına dikkatlebaksın!”, “şimdi söyleyeceğim nokta çok önemli” gibi yönlendirici ifadelerle öğretmeninöğrencinin dikkatini belli noktalara toplaması gerekir. 23
2. Algı
Duyusal kayıta gelen bilginin kısa süreli belleğe aktarılmasında etkili olan diğer birsüreç de seçici algı idi. Dikkat edilen ve algılama alanına giren uyarıcılar işlenerek öğrenmegerçekleştiriliyordu.Algılama, büyük ölçüde bireyin ön öğrenmelerinden, beklentilerinden, güdülenmişlikdüzeyinden etkilenir.Eğer öğrenci bir konuyu, bir dersi öğrenmeye ihtiyaç duyuyorsa, onunla ilgili birbeklentisi varsa, amaçlarına uygunsa öğrenmek için harekete geçer ve uyarıcıları algılamak için çaba harcar.
Örneğin; balık tutmaktan hoşlanan bir öğrenci, balıkların yaşamınıöğrenmek için harekete geçebilir.
Ayrıca, öğrencinin algılamaları daha önce kazanmış olduğu ön öğrenmelere dayalıdırve onlardan etkilenir. Örneğin; dil bilgisinde öğrencinin sıfatları öğrenebilmesi için öncelikleisimleri öğrenmesi gerekir. İsimleri bilmeyen bir çocuğun sıfatları algılayabilmesi söz konusuolamaz.
Tarih: 2016-03-02 01:56:38 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Uzun Süreli Bellek Nedir
Uzun süreli belleğin kısa süreli bellekten bir farkı, uzun süreli belleğin kapasitesininsınırsız oluşudur. Uzun süreli bellek gerektiğinde kullanılmaya hazır olarak saklanandüzenlenmiş, organize edilmiş bilgilerin depolandığı bir kütüphaneye benzetilmektedir. Bukütüphanenin bilgiye ulaşmayı, yani hatırlamayı sağlayacak milyonlarca girişe ve bölmelerarasında da geçişleri sağlayacak bir ağa sahip olduğu düşünülmektedir.
Bilginin hatırlanmasının büyük ölçüde, materyalin kodlanarak uygun yereyerleştirilmesine bağlı olduğu sanılmaktadır. Tıpkı kütüphanedeki düzenlemede olduğu gibiuygun kodlu bölmelere yerleştirilmiş kitapları aradığımızda bulmak nasıl çok kolay ise,doğru bir biçimde kodlanmış ve organize edilmiş bilgiyi de uzun süreli bellekten geriyegetirip kullanmak çok kolaydır.
Uzun süreli bellekte bilgi, şema adı verilen yapılar içinde depolanmaktadır. Şemalar,birbirlerine bağlı olan fikirler, ilişkiler ve işlemler setidir. Diğer bir deyişle şema, bir olayı birkavramı ya da beceriyi anlamak için rehber ya da biçimdir. Şema bize kategorinin çevresiniçizer. Kategorinin temel özelliklerini belirler.
Kısaca; şema, bilgiyi organize etmek için kullanılan temel çerçeve yapılardır. Şema,“kavrama sürecinin anahtar birimidir.
”Bu nedenle, bir durumu, bir öyküyü, ders kitabındaki bir konuyu, sınıfta işlenen birdersi anlatmak için uygun şemayı seçmek ve ayrıntıyı bunun içine yerleştirmek gerekir.
Uygun şemayı bulmaksızın herhangi bir şeyi anlamaya çalışmak, tıpkı yeni gittiğimiz birşehirde haritasız yol bulmaya benzer. Bu çok zor ve yavaş işleyen bir süreçtir.
Öğrencinin sahip olduğu şemalar, önceki bilgileriyle yeni gelen bilgilerini ilişkilendirmesini sağlayarak anlamlı öğrenmesine yardım eder. Bu durumda bireyin önce kazandığı şemalarının yapısı ve örgütlenmesi sonraki öğrenmelerini büyük ölçüde etkilemektedir.
Örneğin; “Deniz”i hiç görmemiş bir çocuğun “Deniz”i öğrenmesi, denize ilişkin doğruşema geliştirmesi için film, video, slâyt, poster vb. göstermek, sözel açıklama yapmaktan daha etkili bir öğretme-öğrenme etkinliği olacaktır.
Örneğin; öğrenciler üçgenin alanını hesaplamayı öğreneceklerse, öğretmen daha önceöğrenmiş oldukları kare ve dikdörtgenin alanını nasıl hesapladıklarını hatırlamalarınısağlamalı; önceki bilgileriyle yeni öğrenecekleri bilgi arasında ilişki kurmalarına rehberlik etmelidir.
Öğrenmenin oluşumunu somut bir yapıyla açıklamak için, bilgiyi işleme modelindenhareket etmiştik. Bilgiyi işleme modeline göre, öğrenmenin oluşumunda iki önemli öğe rol oynamaktaydı.
Bu öğelerden biri, bilgi depoları olan üç tür bellek idi. Buraya kadar bu bilgidepolarının özelliklerini ve öğrenmeyi sağlamak için öğretmenlerin almaları gerekenönlemleri inceledik.
İkinci öğe ise, bilgiyi bir bilgi deposundan diğerine, etkili bir biçimde aktarmamızısağlayarak öğrenmenin oluşmasını gerçekleştiren bilişsel süreçlerdir. Burada kısaca inceleyeceğimiz süreçler, duyusal kayıta gelen bilginin kısa sürelibelleğe aktarılmasında etkili olan dikkat ve seçici algı ve kısa süreli belleğe gelen bilgiyiuzun süreli belleğe transfer etmede kullanılan tekrar ve kodlama/anlamlandırma süreçleridir.
1. Dikkat
Öğrenme, dikkat süreciyle başlar. Öğrenmede ilk adım dikkat etmedir. Öğrencinin dikkatini çekmede kullanılabilecek çevresel uyarıcılar şöyle sıralanabilir.
a. Fiziksel uyarıcılar
Slâytlar, teyp kasetleri, yazı tahtasında farklı biçim ve renklerde yazılmış yazılar,öğretmenin jestleri, mimikleri, ses tonundaki alçalma, yükselme, vurgulamalar, şemalar,haritalar, öykü, fıkra, dramatizasyon, oturuş biçimini değiştirme vb. dikkati yönlendirici birerfiziksel uyarıcıdır. 20Ancak, bu uyarıcıların yerinde ve zamanında kullanılması da dikkat çekici olduğu gibi,sürekli ya da uygunsuz olarak kullanılması dikkati dağıtıcı birer etki yaratır.
Öğretmenin mimiklerini etkili olarak kullanması dikkat çekici iken, aşırı derecede veabartılı kullanması dikkat dağıtıcı olabilir.Beyinde en etkili öğrenme orta düzeyde uyarılma sonucunda oluşur. Aşırı uyarılma dayetersiz uyarılma da öğrenmeyi engeller. Örneğin; aşırı gürültü, aşırı renk kargaşası, tahtanıntamamını silmeden boşluklara yazma vb. dikkati dağıtır; dolayısıyla da öğrenmeyi engeller.Sürekli olarak aynı uyarıcıların aynı biçimlerde kullanılması da dikkat çekme özelliğininkaybolmasına neden olur.
b. Aykırı uyarıcılar
Özellikle zıt etki yapan, aykırı gelen uyarıcılar öğrencinin dikkatini harekete geçirir.
Örneğin; İki bardaktan birine su diğerine saf alkol doldurup ikisine birden birer buzparçası atıldığında birindeki buz dibe batacak diğerindeki ise yüzecektir. Öğrenci iki bardaktada su olduğunu düşüneceğinden, buzun birinde neden battığına diğerinde neden yüzdüğüneşaşıracak ve dikkatini konuya yöneltecektir.
c. Duygusal uyarıcılar
Bazı uyarıcılar duygusal tepkiler uyarırlar ve etkinlik düzeyini artırırlar.
Örneğin öğrenciye adıyla hitap etmek onun hemen dikkatinin çekilmesini sağlar. Ayrıca, sevgi,mutluluk, ölüm, nefret gibi duygu yüklü sözcüklerin bulunduğu öğrenme materyali, nötrsözcüklerin bulunduğu materyalden daha dikkat çekicidir.Örneğin; “Ayşe çok sevdiği şehir olan İzmir’e gitti.” cümlesi, “Ayşe İzmir’e gitti.”cümlesinden daha dikkat çekici olabilir.
d. Emir verici uyarıcılar
Bazı durumlarda öğretmenler özellikle öğrencilerin başlangıç öğrenmelerinde neyedikkat edeceklerini vurgulamalı, önemli bilgiyi önemsizden ayırt etmeyi öğrenmesinisağlamalıdır.Örneğin; “şimdi buraya dikkat edin!”, “şimdi herkes resmin sağ tarafına dikkatlebaksın!”, “şimdi söyleyeceğim nokta çok önemli” gibi yönlendirici ifadelerle öğretmeninöğrencinin dikkatini belli noktalara toplaması gerekir. 23
2. Algı
Duyusal kayıta gelen bilginin kısa süreli belleğe aktarılmasında etkili olan diğer birsüreç de seçici algı idi. Dikkat edilen ve algılama alanına giren uyarıcılar işlenerek öğrenmegerçekleştiriliyordu.Algılama, büyük ölçüde bireyin ön öğrenmelerinden, beklentilerinden, güdülenmişlikdüzeyinden etkilenir.Eğer öğrenci bir konuyu, bir dersi öğrenmeye ihtiyaç duyuyorsa, onunla ilgili birbeklentisi varsa, amaçlarına uygunsa öğrenmek için harekete geçer ve uyarıcıları algılamak için çaba harcar.
Örneğin; balık tutmaktan hoşlanan bir öğrenci, balıkların yaşamınıöğrenmek için harekete geçebilir.
Ayrıca, öğrencinin algılamaları daha önce kazanmış olduğu ön öğrenmelere dayalıdırve onlardan etkilenir. Örneğin; dil bilgisinde öğrencinin sıfatları öğrenebilmesi için öncelikleisimleri öğrenmesi gerekir. İsimleri bilmeyen bir çocuğun sıfatları algılayabilmesi söz konusuolamaz.
Tarih: 2016-03-02 01:56:38 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx